Gebelikleri düşükle sonuçlanan vakalarda bu olayın tekrara yaşanmaması için ilk olarak düşük sebebi araştırılmalıdır. Bu sebepler genetik problemlerden doğabileceği gibi bağışıklık sisteminden kaynaklanan bir probleme de bağlı olabilir.
2. düşük olayından sonra kesinlikle rahim iç bölgesinin, bağışıklık sisteminin ve genetiksel olarak bireyin araştırılması önemlidir.
Bayan bireylerde çoğunlukla düşükler yaşlarının fazla olmasından ötürü embriyolarındaki kromozom anomalileriyle ilişkilidir.
Bayanlarda en çok görülen hormon düzensizliğinden oluşan rahatsızlıktır ve bu rahatsızlık yumurtlama bozukluğuyla ilişkili olarak infertilitenin (bebek meydana getirememe) en fazla rastlanan sebebi olarak da kabul görmektedir. İlk önce 1935 senesinde Stein ve Leventhal isimli bilim adamları bu rahatsızlığı netleştirdikleri için bu rahatsızlık tıp tarihine Polikistik over rahatsızlığı veya Stein-Leventhal sendromu diye de adlandırılır. Rahatsızlığın kadınların menapoz olayı ile ilgili hiç bir alakası yoktur. Aslında tersine yumurta rezervi, yaşına gelmiş bayanlara oranla 3-4 kat daha çoktur.
Rahatsızlığın sıklığı ne kadardır ?
Doğurganlık yaşındaki bayanların yaklaşık olarak %3-10’unda görülmektedir. Tüylenmede artması olan bayanlarınsa yaklaşık olarak %75’inde bu hastalığa rastlanmaktadır. Şikayetler ergenlik çağındaki kadınlarda da başlayabilir ve zamanla bu yakınmalar artabilir.
Tüp bebek tedavisi gerçekleşmeden yapılan tetkikler nelerdir?
Tüp bebek tedavisine başlanmadan önce bayan bireylerin ve erkek bireylerden alınan kan örnekleriyle yapılacak birkaç kan tetkikleri bireylerin sağlıklı bir bebek meydana getirmesinde önemli rol oynar.
Bu testleri şöyle sıralayabiliriz : HbsAg, anti-Hbs, anti-HCV, anti-HIV(I+II), Rubella lgG, Toxoplazma lgG testlerinden ibarettir.
Gerçekleştirilen testlerde bireylerdeki var olan enfeksiyonlar bulunup, doğacak bebeğin doğum sonrasında korunması için yapılan son derece gerekli bir önlemdir.
Hepatit B ve rubella(kızamıkçık) gibi enfeksiyonlara karşı bağışıklığın bulunması ise tedaviye başlamadan önce, gerekli olduğu zaman hastaya aşı vurulmasını sağlar ve hastanın enfeksiyona bağışıklığının teyit edilip duruma göre hastanın tedavisine başlanır.
Tüp bebek tedavisinde hamilelikte düşük yapma ihtimali nedir?
Tüp bebek tedavisinde hamilelik boyunca risk yaşama veya düşük yapma ihtimali normal hamileliğe oranla daha fazla değildir. Doğal yolla meydana gelen veya tüp bebek metodu ile meydana gelen hamileliklerin yaklaşık olarak %15’inin düşük yapıldığı bilinmektedir. Doğal yoldan gerçekleşen hamileliklerde ise erken yapılan düşüklerde arada adet görme birkaç gün gecikebilir ve adet görülürken normalden biraz daha çok miktarda adet kanaması olabilir. Aslında kan tahlilleri yapılırsa bu olayın gebelik kaybının gerçekleştiğine işarettir. Tüp bebek tedavilerinde hamilelik neticeleri çok erkenden itibaren kan tahlilleri kontrol edildiğinden, her dönemdeki hamilelik kaybı bir şekilde tanımlanmaktadır. Bu gibi olaylarda düşük yapma ihtimallerinin daha fazla olduğu gibi doğru olmayan bir kanıya sebep vermektedir.
Tüp bebekte tedavisinde 5. gün transferi ; Blastosist, döllenmeden olayından sonra 5. Güne ulaşmış embriyona verilen isimdir.
Tüp bebek tedavisinde uzmanlarca uygun görülen tedavidir, döllenme olayı gerçekleştikten sonraki 3. Günde anne adayından daha önce alınan embriyonların anne rahmine bırakılmasıdır.
Tüp bebek tedavisi yardımıyla bebek sahibi olmak isteyen anne adaylarının düzenli bir beslenme alışkanlığı edinmeleri gerekir.
Kilo fazlalığına sahip anne adaylarının tüp bebek tedavisinde aşırı kilodan sebeple başarısız olma ihtimali yüksektir. Kilo problemi çoğunlukla polistik over rahatsızlığı nedeni ile tüp bebek tedavisine ihtiyaç duyan hastaların çoğunda rastlanmaktadır.
Önerilerimiz;
Tüp bebek tedavisi esnasında embriyoların genetik incelemesinin yapılması hangi tip hastalara önerilmektedir?
Tüp bebek tedavisinde embriyoların genetik analizi günümüz teknolojisinde mümkündür yani embryoların kromozom analizi gerçekleştirilebilmektedir. Bu yapılan analizlerle sağlıklı embryo tercihinin yapılıp hastaya nakli başarıyla gerçekleştirilebilir, ama olayın pratiğe dökülmesi yani genetik analizin tüm hastalara yapılması mantıklı mantıklı değildir aynı zamanda da maliyetli bir tedavidir.
Çiftler için ideal olan en uygun gebelik şekli tek bebekli gebeliktir, fakat aşılama tedavisi ve tüp bebek tedavisi gibi destek alarak üreme teknikleri son zamanlarda oldukça çok sık tercih edilmeye başlandığından çoklu hamileliklerin sayısı bayağı artmıştır. Tüp bebek metoduyla gerçekleştirilen hamileliklerin % 25-30’u çoklu hamileliktir. Bu hamileliklerin çoğunluğu ikiz hamileliktir.
Arada beklenmeyen durumlarda üçüz ya da dördüz gebeliklere rastlanmaktadır.
Başarının kriterleri nelerdir?
Orta yaş gurubunun üstündeki yaşa sahip kadın bireylerin Tüp bebek tedavisi vasıtasıyla hamile olmaya karar verirse; En önce hamilelik gerçekleştiğinde meydana gelebilecek tıbbi sorunlar araştırılmalıdır.
Tüp bebek tedavisi vasıtasıyla hamile olma potansiyelini ölçmek üzere adet görmenin 2. ve 4. günlerinde gerçekleştirilen FSH ve östradiol (E2) ölçümleri ve ultrason ile yumurtalıkların şeklinin değerlendirilmesi önemli veriler sağlamaktadır.
40 yaşından büyük kadın bireylerin öğrenmeleri gereken değerli bir konu da genetik sorunları olan bebek taşıma ihtimallerinin genç kadınlara oranla daha yüksek olduğudur.